Köyümüzün Geçmişi
KOVA KÖYÜ'NÜN KURULUŞU
Melikşerif oğullarından Abdullah Ağa (Tımarlı sipahi) 1792-1855 Melikşerifin dana sığırı çobanı olunca sığırı Kova'nın olduğu yere götürümüş ve oraya bir kom yapmış.
Çocukları Gençali Ağa (Yemen) 1812-1883 onun oğulları Üzeyir Ağa 1845-1875, Hacı Muharrem Ağa 1850-1891 ve Abdülaziz Ağa 1856-1918 oraya evler yapmışlar, Abdullah Ağa bir değirmen yapmış. Böylece Kova Köyü kurulmuş.
Üzeyir ağanın oğlu Abdullah 1873-1915, Abdullahın oğlu Dursun Ağa 1901-1971,
Hacı Muharremin oğulları Ahmet Ağa 1882-1967, Hamdi 1881-1916, Oğlu Hasan 1912-1976.
Abdülaziz Ağa oğlu Şevki 1881-1917 oğlu Bahattin 1904-1980, Sıddık 1917-1980, Nusrettin 1912-1948.
Kova'da Dursun Ağagil, Ahmet Ağagil, Bahattin Çavuşgil (Bunlar DÜLGEROĞLU Saatçıgil SAĞIRLI soyadını alır) ve Saatçıgil olmak üzere aileler yaşamaktadır.
SAATÇIGİLİN (SAĞIRLILARIN) LALELİ'DEN GELİP KOVA'YA YERLEŞME HİKAYESİ

Saatçı Sıddık Melikşerifteki yeğeni Ömer Ağa'ya köyde satılık yer olursa haber vermesini ister. İstanbul'dan gelen bir kadın köydeki yerlerini satacağını söyler alıcı çıkmayınca Ömer Ağa dayısı saatçı Sıttık'a haber gönderir. Saatçı Sıddık Melikşerifli kadının yerlerini satın alır, hanımının yerleri ve Kazören'deki baldızının yerlerini de alıp Kova'ya ev yaparak yerleşir köyde satılan yerleri alarak
arazilerini genişletir.
1930 lu yıllarda Melikşerif muhtarlığı Kova'yı kaldırmak için girişimlerde bulununca kaymakam Kova'nın kaldırılmasına karar verir. Saatçı Sıddık bunu önlemek için Ankara'ya giderek milletvekili Sabit Sağiroğlu ile görüşür.
Sabit bey durumu Erzincan valisine iletir, vali Kova'ya gelerek yerleşim yeri olduğunu görür kaldırılmasını engeller. Kekeç kaymakam başka yere gönderilir.
Bu olay Saatçı Sıddık ın hanımı Şamile Hanım tarafınfan bir destanla dile getirilir.
___________________________________________________________________________________________________
KOVA KÖYÜ DESTANI

Unutulmaya yüz tutmuş Kova Destanı rahmetli Saatçi kızı Rahime DÜLGEROĞLU’ndan (1927 - 2016) derlenmiştir.
1930’lu yıllarda Melişerif muhtarlığı Kova’yı kaldırmak için girişimlerde bulunur ve Kaymakamlık köyün kaldırılması için emir verir. Melişerifliler Kova köyünün çevresine yaylalarını yapar ve göçerler. Saatçı Sıddık bunu önlemek için kardeşi Hatice Hanımın verdiği altınları bozdurarak Ankara’ya Milletvekili Sabit Bey’in yanına gider. Sabit bey durumu valiye iletir. Vali Kova’ya gelerek Kova’nın yerleşim yeri olduğunu görür ve kaldırılmasını önler. Rüşvet alarak Kova’yı kaldırmaya çalışan Kekeç Kaymakam başka yere tayin edilir. Bu olay Şamile Hanım tarafından aşağıdaki destanla dile getirilir.
Ne şirin görünür şu Kova'nın düzü
Melişerifli esir etti bizi
Karşımızda oynar gelini kızı
Solmasın güllerin ey şanlı Kova
Ötsün bülbüllerin eylesin dua
Biz de karga kondurmazdık güllere
Şimdi destan olduk dilden dillere
Yine hüzün çöktü gönüllere
Solmasın güllerin ey şanlı Kova
Ötsün bülbüllerin eylesin dua
Esir kova hazin hazin inliyor
Sübyanları matemini sürüyor
Saatçi de doru atına biniyor
Solmasın güllerin ey şanlı Kova
Ötsün bülbüllerin eylesin dua
Melişerifli mahsus göçmüş yaylaya
İhtiyarlar çadırlarda ağlaya
Ahımızı Kadir Mevlam koymaya
Solmasın güllerin ey şanlı Kova
Ötsün bülbüllerin eylesin dua
Yaylaların duvarları kütüler
Akşam olur ihtiyarlar titirer
Şimdi meydan size kaldı kötüler
Solmasın güllerin ey şanlı Kova
Ötsün bülbüllerin eylesin dua
Ülfet Hoca bu davayı açıyor
Sırtında bir yelek kalmış uçuyor
Melişerifli peşin sezmiş göçüyor
Solmasın güllerin ey şanlı Kova
Ötsün bülbüllerin eylesin dua
Baş aza Hüsamettin Bey gelsene
Emir aldın şu Kova’yı kaldırsana
Karşısına yaylaları kondursana
Solmasın güllerin ey şanlı Kova
Ötsün bülbüllerin eylesin dua
Kekeç kaymakamın yediği baldır
Aman kaymakam bey Kova’yı kaldır
Canım kaymakam bey Kova’yı kaldır
Kaymakam göçe gitti, horozlar hiçe gitti
Otuz okka yağ verdik Kaymakam azık etti
Sefil Şamile söyledi bu destanı
Hak yetirdi yine yedik bostanı
Gidin bakın amcalarım hasta mı
Solmasın güllerin ey şanlı Kova
Ötsün bülbüllerin eylesin dua
______________________________________________________________
Hamdi SAĞIRLI;
Saatçi Sıddık in iki oğlundan biri Hamdi Sağırlıdır.1902 -1962
Conurdan Hacı Hamdi'nin kızı İsmet Hanımla evlenmiş bu evlilikten oğulları Naci, Niyazı, Nevzat, Necmettin, Nizamettin, kızları Zeliha ve Naciye olmak üzere 7 çocuğu olmuştur.
Medresede tahsil görmüş,daha sonra maarif bakanlığının Sivas Yıldızelinde açmış olduğu eğitmenler kursuna devam ederek,eğitmenik sertifikasi alarak kendi köyü Laleli de eğitmenlik görevine başlamıştır.
Medresede
Arapça,Osmanlıca ve Hatt dersleri almıştır.Egitmenlik görevinin yanında Kuranı Kerim ve Hatt dersleri vermiş bu konularda çok öğrenci yetiştirmiştir.Bu ilmi çalışmalarının yanında Arıcılık kurslarına devam ederek,henüz aracılığın hiç bilinmediği bir dönemde fenni arıcılık ve taş duvar örme sanatınıda devam ettirmiştir.
Hamdi hoca arap alfabesinin kaldırılıp latin alfabesinin getirilmesi döneminde eğitimcilik yapmış yeni harflerle okuma yazma bilen yok köyümüzde ilk okuma yazma bilenler onun eseri annem babam gibiler.
Eğitmenlıge köyünde devam ederken tayini Hanzar (teknecik)köyüne çıkmış mesleğini icra ederken rahatsızlanmıstır.
Henüz genç yaşta diyebileceğimiz 1962 yılında 60 yaşında vefat etmiştir.
Eğitmenlik kanunu 1962 tarihinde değişmiş o dönemin eğitmenlerine öğretmenlik hakkı verilmiştir.
Hamdi Hocaya Cenabı Hak tan rahmet diliyorum.Mekanı cennet olsun

AHMET AĞA
Baba adı Hacı Muharrem ağa 1850/1891
Doğumu 1882 ölümü 1967
Rusya sibiryada 7 sene essir kalan Ahmet ağa Hasene hanımla evlenmiş bu evlilikten oğulları İsmail, Zekeriya ve kızı Gülhanım olmuş.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
Necati SAĞIRLI
1930 yılında saatcı Hacı Serif ağanın ikinci çocuğu olarak doğdu.Annesi Zevk erden kumbaroğullarından Şevkinin kızı Saadet hanım.Daha küçükken yetim kaldı.Çocukluk ve gençlik yıllarını babasına yardım ederek geçirdi.Kazören köyünden Abdurrahman Genç alinin kızı Necibe ile evlendi .On'dan Adalet ,Ahmet, Rüstem,Ayşe,Şamile ve Selami çocukları oldu.1962 yılında bir ara çalışmak için İstanbul 'a gitti.Fakat babasının rızası ve köy işlerini yapmak için tekrar köye
döndü.Çiftcilik yapmaya devam etti.Henüz makineleşmenin başladığı yıllarda maddi zorluklada olsa çok heveslendiği bir traktör aldı.Kader bu ki çok geçmeden aldığı traktörle kaza yaparak 1969 yılında vefat etti.40 yıllık kısa ömrünü son derece çalışkanlığı,insanlara iyiliği,yardım severliği,misafir perverliği, takvası ve örnek bir müslümanlığı ile herkesin taktirini kazanarak gök kubbede hoş bir sada bıraktı.Allah rahmet eylesin.


HACI DURSUN AĞA
Doğumu 1901 ölümü 1971 Dedesi Üzeyir Ağa 1845-1877 Babası Abdullah Ağa 1873-1915 annesi Hacer hanım
Seferberlikte eşini kaybeden Dursun ağa Melikşerif ten Ürüş ağanın kızı Fatime hanımla evlenmiş, amcası Eset ağa ölünce Esed Ağanın hanımı saatçı Sıddık ın bacısı Hatice Hanımı da
almış iki eşi olmuş.Fatimeden oğulları Halis,İdiris,Osman, Burhan,Salih. Kızları Rahime,Fikriye,Sülbiye ve ilhame olmuş. Hatice den Şerafettin,Selahattin kızı Naciye olmuş.
Dursun ağa değirmencilik yapardı çevre köylerin unlarını üğütür bulgurlarını yarmalarını döverdi.
Dağdan kestikleri ağaçlari el hızarlarıyla tahta, kalas haline getirirlerdi, el aletleriyle işlerlerdi,harman savurma makiması cevizden doğrama kapı,sandık yapardı.evi temelden başlayıp kapısını penceresini tavanını yaparlardı. Ağaçları işleme ustalıklarından dolayı Dülgeroğlu soyadlarını almışlardır.
Dursun ağa misafiri çok severdi misafir odası hiç boş kalmazdı radyodan gündemi takip eder misafirlerle konuları tartışırdı.
Bir gün Gümüşhane öğretmen okulunda okurken çay ocağında Mehmet adında birisi telgraf çavuşluğu sırasında rahatsızlanmış dedem Dursun ağanın odasında onbeş gün çok iyi birşekilde ağırlanmış,Dursun ağanın ayının saldırısına uğradığını her tarafı kırık yara bere içinde kaldığını,eşi Hatice hanımın şifalı bitkilerden yaptığı ilaç ve merhemlerle eşini tedavi ettiğini anlattı.
Dursun ağa ailesine karşı sert davranırdı kapıdan girince onbeş yirmi kişilik ailenin hepsi sıçrar ayağa kalkardı kimisi korkudan kimisi saygıdan. Birgün dedem Dursun ağa sac varillerden değirmen oluğu yapıyordu beni oluğun içine soktu perçin için çiviyi büyük kekiçle alttan tutmamı istedi oluğun içi sıcak ve pis kokuyordu üstten kekici vurunca elimdeki kekiç bir tarafa çivi birtarafa gitti kolumdan tutup oluktan çıkardı, iyi bir tokat attı beni kovdu, bu tokata sevindim unutamadığım bir anım oldu Dursun ağa kısa boylu idi.70 yaşında vefat eden dedem Dursun ağa ya Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun


HASAN EMİ 1912-1977
Babası Hamdi 1881-1916
Dedesi Hacı Muharrem 1850 1891 Annesi Gülüm.
Seferberlikte Hasan Eminin babası ve annesi ölünce Amasya'da yetim Mektebi'ne vermişler. Kardeşi Hüseyin mektepte ölünce Hasan okuldan kaçmış kardeşi Şükrü de ölmüş.
Ömer Ağa Eset Ağa ile Amasya'ya gitmişler Hasan Ömer Ağa yı tanımış ayaklarına dolanmış Ömer Ağa Eset bu bizim Hasan ya demiş ve Hasan Emiyi alıp getirmişler.
Hasan Emi köyde Ahmet Ağa gilin davarlarını yayardı. Ahmet Ağa kızı Gülhanımı Hasan emi ile evlendirmiş bu evlilikten oğlu Yaşar ve kızı Fatime olmuş.
Hasan emi sürekli davar yaydığından köylülerle pek irtibatı olmazdı sessiz sakin bir insandı Hasan emi kısa boylu idi.
1977 yılında 65 yaşında vefat etti.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
Selahattin Dülgeroğlu (1929-1979)
Babası Dursun ağa (1901-1971)
Dedesi Abdullah (1873-1915)
Annesi Hatice hanım (1890-1984)
Selahaddin Şerif ağanın kızı Rahime hanımla evlenmiş bu evlilikten oğulları Şehabettin, Ömer ve Bekir Kızları Necmiye, Hacer ve Perihan olmak üzere 6 çocuğu olmuş.
Babam Selahaddin iyi bir avcı idi tarlalarda ki ürünlere zarar veren domuzları ayıları ve tavşan avlardı. Babam
Selahaddin Osmanlıca kitaplar olur onlardan öğrendiği hikayeleri anlatırdı, hoş sohbetti çevresinde sevilir di.
İnşaat İşlerinden marangozluk işlerinden iyi anlardı.çiftçilik ve hayvancılık yapardı.
Selvi doruğa yayla yaptı koyunları inekleri yaylada barındırır onlardan peynir yapar satardı. Kar yağınca köye dönerdi. İyi bir baba idi. Selahaddin uzun boylu idi.
1979 yılında 50 yaşında kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah
.



BAHATTİN ÇAVUŞ 1904-1980
Babası Şevki 1881 -1917 Dedesi Abdülaziz ağa 1856 _1918 Annesi Mahi hanım. Kardeşleri Hacı Sıddık, Nusrettin
Bahattin çavuş Melikşerif den Mehmet Ali ağanın kızı Makbule hanımla evlenmiş, bu evlilikten Kızları Mürüvvet, Şahsenem ve Şazimet olmuş oğulları Kadir ve Şevket olmuş.
Makbule Hanım ölünce Bahattin çavuş Şıran dan Kamil kızı Mehbup la evlenmiş. Bu evlilikten oğulları Turan, Sadettin olmuş kızları Kadriye ve Fahriye olmuş.
Mehbup hanım ölünce
Kubbaloğlu ndan Emine hanımla evlendi.
Bahattin çavuş sosyal bir insandı, radyo alır satar gıramafon, at alır satardı. Kuşlara gövercinlere meraklıydı onlarla uğraştığından Kuşçu olarak anılır ve aileye Kuşçu gil denirdi.
Bahattin çavuş 1980 yılında 76 yaşında vefat etti, Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun


HACI SIDDIK 1917-1980
Babası Şevki 1881-1917 Dedesi Abdülaziz 1856-1918 Annesi Hatice hanım.
Kardeşleri Bahattin çavuş, Nusrettin.
Sıddık seferberlikte babası Şevki ölünce annesi orada evlenmiş Sıddık davar çobanlığı yapıyormuş annesinin gittiği kişide ölünce, annesi ve kardeşi Şehribanla Kova'ya dönmüş.
Hacı Sıddık Melikşerif ten Nazif ağanın kızı 'Şahime hanımla evlenmiş, bu evlilikten çocuğu olmamış.Şahime hanım ölünce Melikşerifden Molla İsmail'in kızı Fatime hanımla
evlenmiş, ondan da çocuğu olmadı.
Hacı Sıddık köyde çiftçilik hayvancılık yapardı Değirmencilik yapardı. Tüm koyunları ahırdan çalındı failleri bulunamadı.
Hacı Sıddık 1980 yılında 63 yaşında vefat etti. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
MiKTAT SAĞIRLI (1933-1981)
Babası Şerif ağa (1904-1992)
Dedesi saatçı Sıddık (1882-1950)
Annesi Saadet hanım
Miktat Sağırlı amcası Hamdi hocanın kızı Naciye ile evlenmiş
bu evlilikten oğulları Nurettin, Mehmet Turan kızları Huriye ve Fatime olmak üzere dört çocuğu olmuş.
Miktat dayım, sosyal yönü güçlü cesareti bir insandı. Erzincan'da kereste hızar atölyesi kurdu yıllarca kerestecilik yaptı.
Mütaitliğe başladı okullar köprüler ve köylerde şu işleri yaptı.
Köydeki tarlalarına bir petrol istasyonu kurdu ve petrolculuğa başladı.
İnsanlarla diyaloğu çok iyi idi çevresinde çok sevilirdi.
Erzincan'a giderken Sakal tutan da kardeşi Necati nin kaza yaptğı aynı yerde kaza yaparak 1981 yılında 48 yaşında vefat etti.
HACI ŞERİF AĞA
1904-1992
Dedesi Miktat seferberlikte Erbaa'da hastalanıp ölüyor Babası saatçı Sıddık 1882-1950 Annesi Şamile hanım
Şerif Ağa, kardeşi Hamdi ile Laleli'de yaşıyor daha sonra Kova'ya da ev yapıyorlar, Hamdi Laleli'de Şerif Ağa Kovada yaşıyor.
Şerif Ağa Zevkerden Kumbaroğullarından Şevki ağanın kızı Saadet Hanımla evleniyor. Saadetten kızları Rahime, Rafıga, Türkmen ve Şefika ,oğulları Necati, Miktar ve Halit oluyor.
Saadet hanim vefaat edince Alt köyünden şeyh oğullarından şeyh Sait'in kızı Mine Hanım lâ evleniyor. Mine hanımdan Sebahat, Nebahat ve Nezahat kızları oluyor.
Şerif Ağa babası Saatçı Sıddıktan saatçılığı öğrenmiş saat tamirciliği yapıyordu Kırtıloğullarından şeyhin değirmenini satınalmış ve Değirmencilik te yapıyordu harman makinesi yapıyordı.Dedem Şerif ağa uzun boylu idi. 1992 de 88 yaşında vefat etti Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun.



Yahya Dülgeroğlu (1954-1992)
Babası İsmail (1927-2017)
Dedesi Ahmet ağa (1882-1967)
Annesi Nimet
Yahya Altköyünden şeh Bekirin kızı Edibe ile evlenmiş bu evlilikten oğulları Selami, Sami, Nam-ı ve Fatih olmuş.
Yahyayla Refahiye Orta Okulu'nda okurken ev arkadaşlığı yaptım, Yahya dürüst saygılı bir insandı.
Yahya Erzincan süt fabrikasında şef olarak çalışırken 1992 de trafik kazası sonucu 38 yaşında vefat etti.Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.


ŞEHİT BEKİR DÜLGEROĞLU
1963-1996
Babası Selahaddin 1929-1979
Dedesi Dursun ağa
1901-1971
Annesi Rahime Şerif ağanın kızı.
Bekir amcasının kızı Naciye ile evlendi bu evlilikten oğlu Selahaddin kızları Hatice Şule ve Rahime Feyza olmak üzere üç çocuğu oldu.
Bekir köyde okul olmadığından ilkokulu Refahiye Yatılı Bölge Okulunda okudu, ortaokulu Tatvan Yatılı Bölge okulunda okudu. Küçük yaşta aile ortamından ayrı kaldı cesur kendine güvenen bir genç oldu. Erzincan Ziraat okulunu bitirdi Kemah tarım ilçe müdülüğ ünde ziraat teknisyeni olarak göreve başladı, daha soran Refahiye tarım ilçe müdülüğün de görevini sürdürdü.
Görevi gereği köyleri gezerdi. İnsanlarla iyi diyaloğlar kurardı çevresinde çok sevilir di.
Kardeşim Bekir,
PKK'lı teröristlerin kol gezdiği köyleri bastığı otobüsler yaktığı zamanda mesai saatleri dışında gönüllü Koruculuk yapıyordu.
Emniyet ekipleriyle devriye görevi esnasında PKK'lı teröristlerin yoğun ateşle ekip arabasını taramaları sonucu 6 kasım 1996 yılında bir polis memuru ile 33 yaşında şehit oldu, geride en büyüğü yedi yaşında üç küçük çocuk bıraktı.
Ailesi ve çocukları şehitlik haklarından yararlanamadı.
Refahiye de şehit olduğu caddeye ismi verildi.Bekir uzun boylu idi.
Allah'ın rahmeti üzerine olsun mekanı cennet olsun inşallah.


HACI ŞERAFETTİN ÇAVUŞ
1927-1997
Babası Hacı Dursun ağa 1901-1971
Dedesi Abdullah ağa 1873-1915
Annesi Hatice hanım
Şerafettin çavuş Melikşerifden Hacı Ömer ağanın kızı Mukadder hanımla evlenmiş bu evlilikten oğlu Sabri kızları Sabriye, Naciye ve Sabiha olmak üzere dört çocuğu olmuş. Amcam
Şerafettin çavuş askerde çavuş olduğundan köyde çavuş diye anılırdı.
Yıllarca Refahiye de pancar çavuşluğu yapmış at ile köyleri gezerek pancar Ekicilerini kontrol ederdi. Daha sonra Özel idareye geçerek Erzincan da özel idare sekreterliğini yapmıştır ve oradan emekli olmuştur.
Kitaplara meraklıydı çok kitap olurdu kültürlü bir insandı.
İyi kitap ciltlerdi, köyde yıpranan kitapları tamir ederdi.
Şerafettin çavuş 1997 yılında hastalanarak 70 yaşında vefat etmiştir.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.


1934 Yılında Erzincan ili Refahiye ilçesi Laleli köyünde dünyaya gelmiştir.Babası eğitmen Hamdi.Annesi Alaçayır(conur)köyünden Hacı Hamdi Eraslan'nın kızı İsmete hanımdır
Nevzat Efendi Laleli köyünde gençlik yıllarında 6 sene imam olarak görev yapmıştır. Köyün bütün çocuklarına hoca mektebinde Kur'an-ı Kerim ,dini bilgiler ve namaz surelerini öğretmiştir.
1966 senesinde imamlık imtihanını kazanarak aynı yıl Refahiye ilçesi Alaçayır (Conur) köyüne imam
olarak atanmıştır. Nevzat hocanın imamlık dışında arıcılıkla uğraşırdi,askerde almış olduğu sıhıyacılık kursuyla köylülerin enjeksiyon işlerini hallederdi,meyve ağaçlarının aşılama işlerinede bakardı.
20 sene Alaçayır köyünde imam-hatip olarak görev yapmıştır .Hoca mektebinde belki çok sayıda çocuklarin kuran ve ilmihal öğrenmelirine vesile olmuştur. Daha sonra 1986 yılında Yurtbaşı köyü Kova mezrasına naklini yaptırarak 1995 yılına kadar görev yaparak emekliye ayrılmış olup kovaya yerleşmiştir.2003 yılında karaciğer kanserinden vefat etmiştir.Sıddık,Nurhan,Sadullah,Selim ve Selma adında 5 çocuğu hayatta.
Selman,Tayyar,Selami,Turgut ve Nurcan isimli çocuklar en büyüğü 7 yaşında diğerleri daha küçük yaşta vefat etmişlerdir.
. Rabbülalemin bütün geçmışlerimize rahmetiyle muamele etsin mekanları cennet olsun İnşaAllah.
.


Şehabettin DÜLGEROĞLU1950-2005
Babası Selahaddin 1929-1979
Dedesi Dursun ağa 1901-1971
Annesi Rahime 1927-2016
Şehabettin Zevker den Feyzullah kızı Fatma ile evlendi, bu evlilikten oğulları İskender, Hamza, Cafer, Ali, kızı Arzu olmak üzere beş çocuğu oldu. Kardeşim
Şehabettin köyde çiftçilik ve hayvancılık yapardı. Hayvanları Selvidoruk yaylasına götürür peynir yapar satardı, kar yağınca köye dönerdi.
O zamanlar çiftçilik zordu. Şehabettin çalışkan dürüst ve yardım sever, çevresinde sevilen bir insandı.
Köyde çalışma zor geldi bıkıp usandı.
Malı davarı köyde bırakıp göçünü traktöre yükleyip traktörle İstanbul a gitti
Orada traktörle nakliyat yaparak bir ev yaptı. Daha sonra tüp bayiliği alarak esnaflığa başladı, ülkede ekonomik çalkantılar yüzünden başarılı olamadı.
Karaciğer kanserinden 2005 yılında 55 yaşında vefat etti.
Allah'ın rahmeti üzerine olsun mekanı cennet olsun inşallah.

